Pazar, Temmuz 30, 2006

GELDIIIIM

Bir aylik bir Istanbul tatilinden yeni dondum. Istanbul'da iken yazmaya pek firsatim olmadi. Hem de Kahire hakkindaki yazilarimi Kahire'den yazmak bana daha cekici geldi. Istanbul'da iken gordugum gelismeler beni cok mutlu etti. Uzunca bir aradan sonra Istanbul'umu yeniden sevdim. Guzel, temiz, harika. Ama ucakta Kahire'ye yaklastikca Istanbul gerilerde kalmaya basladi hafizamda. Kahire'ye inip havaalanindan eve dogru giderken icimi bir sevinc kapladi. Ben Kahire'yi gercekten ozlemisim. Eve girdim ki dandini! Esim vaktini hasta olan annesinin yaninda gecirdiginden, ara sira ugradigi eve - o da kedilerimiz oldugu icin- fazla bir ilgi gosterememis. Her taraf toz, her taraf daginik. Aman Allahim! Gelir gelmez temizlige basladim. Uc gun surdu. Ama gene de mutluyum. Ben Kahire'yi ozlemisim gercekten. Kahire'deki bu cekicilik neden? Bir suru olumsuzluga ragmen neden Kahire sevilir, ozlenir? Misirlilarin dedigi gibi Nil'in suyundan ictigimiz icin mi gercekten? "Nil'in suyundan icen Misir'dan ayrilamaz" der Misirlilar. Yoksa dunyanin enerji merkezlerinden birinin de Misir oldugu gercegi mi bizleri buyuleyen. Yoksa eve gelir gelmez komsularimdan aldigim hosgeldin telefonlari ve sevgi dolu sozler, dile getirilen ozlemler mi? Her ne ise, ben Kahire'ye dondugume memnunum!

1 yorum:

Leyleğin ömrü dedi ki...

ahhh ahh darısı başıma..Ama 10 günlük değil tabii..