Çarşamba, Aralık 19, 2007

TURKIYE-MISIR DIYALOGLARI UZERINE

Asagidaki yazi internethaber'den Salih Yaylaci'nin yazisidir.
"Dünyalı olmak.

18 Aralık 2007 Salı

Son yıllarda Türkiye"nin bütün dünyada yükselen bir algısı ve hayranlıkla izlenen bir demokratik ve ekonomik gelişimi var.

Batılılar için yeni pazar, yükselen ekonomi ve para anlamlarına gelen Türkiye, Müslüman dünya ve bilhassa Ortadoğu ülkeleri için daha hissi ve sembolik anlamlar ifade ediyor.
Kısaca İslam dünyasını temsil, demokratik bir ülke olma yolunda alınan mesafe, medeniyetler çatışması tezine antitez üretebilme potansiyeli ve AB üyelik süreci ile tanımlanabilecek anlamlar bunlar.

Biz ülke, insanımız, yöneticilerimiz ve elitlerimiz olarak bunun farkında olalım ya da olmayalım, kabul edelim ya da etmeyelim tarih ve coğrafya ile birlikte medeniyet anlayışımızın bize yüklediği çok önemli bir sorumluluk var.

Bu sorumluluk Abant Platformunun Mısır entelektüelleri ile birlikte 15-16 Aralık tarihinde İstanbul Cevahir Otel"de yapılan “AB Üyeliği Sürecinde Medeniyetler Köprüsü Türkiye” konulu toplantıda çok açık ve net ortaya çıktı.

Ortaya çıkan en önemli hususlar kanaatimce şu idi. Bizimde kısmen içinde olduğumuz cehalet, geri kalmışlık, fakirlik ve bölünmüşlük kısır döngüsü içinde, insan ve tabii kaynak noktasında eksiği bulunmamasına rağmen beklenen sıçramayı yapıp kendileri olmayı başaramayan Müslüman dünya, daha fazla bir araya gelmeli ve iğneyi kendine batırıp özeleştiri yapmalı.
Kendi içinden muharrik gücü olmayan hiçbir toplumsal değişimin dışardan bir ülkeye ithal edilemeyeceğini, sorunlarımızı ancak kendimizin el atması ile çözebileceğimizi ve İslam dünyası olarak suçlu aramaktan vazgeçip muhtaç olduğumuz kudretin inanç ve medeniyet dünyamızda saklı olduğunu tekrar anlamış olduk.

Ülkemizin içtimai değişim ve gelişiminin bir sonucu olarak ortaya konan başarı hikâyesinin birçok alanda model olma özelliğini keşfettik.

Daha düne kadar tarihi ve başka birçok sebepten ötürü, tamamen zıt bir Türkiye algısı içinde olan Mısırlı entelektüellerin, bizi ziyadesi ile şaşırtan, içerden birinin ancak bilebileceği kadar pozitif derin bilgi ve değerlendirmeleri bizi bir hayli şaşırttı.

Şunu çok rahatlıkla diyebilirim ki, ülkem adına sevindirici bir gelişme olmakla beraber umarım zamanla bizde de Mısır üzerine bu kadar derin çalışmalar ortaya konmaya başlanır.
Son zamanlara kadar devamlı resmiyetin katı ve soğuk ikliminde cereyan eden ikili ilişkiler yerine, başta Mısır olmak üzere aynı coğrafya ve ortak bir çok şeyi paylaştığımız ülkelerle farklı, sıcak, resmiyetten alabildiğine uzak, samimi, beklentisiz, maskesiz bir araya gelişler tesis etmek herhalde en tesirli yol.

Abant Platformu olarak ilkini 2007 Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz “Türkiye-Mısır Söyleşileri” üst başlıklı toplantılar serisinde şunu gördük: Osmanlı ile başlayan batılılaşma serüveni bizi bir türlü batılı yapamadığı gibi uzun asırlar birlikte yaşadığımız, toplumsal kodlarımız aynı olan dünyalardan da uzak hale getirdi. Bu uzaklaşma bizi “iki cami arasında binamaz” bir kimliğe soktu.

Bu uzaklaşma sadece bizim kendimizi uzak tutmamız şeklinde kalsa iyi idi. Ama bizdeki bu uzaklaşma ortaya koyduğu hayal kırıklıkları ile var olma adına ümidini bize bağlamış bir dünyada adeta, çarpan etkisi ile iki kat tesir icra etti.

Bizdeki bu uzaklaşma ile son zamanlara kadar rahmetli Cemil Meriç"in ifadesi çerçevesinde ne Doğulu ne Batılı olabildik. Giydiğimiz ya da giydirilen urba, bazen bol geldi eteğine basıp düştük, bazen de çok küçük geldi yer yer maskara olduk.

Bize çizilen rolün dışına çıkıp kabuğumuzu çatlatma noktasında toplumsal iradesi güçlü bir ülkeyiz artık. Bunun hem biz, hem dostlarımız hem de hasımlarımız farkında. Geldiğimiz noktada, bizim için aslında ne Doğulu ne Batılı olma zarureti yok. Fazlası ile iddialı olabilir ama bizim için dünyalı olmak ve insanlığın geleceği ile ilgili karar vericiler arasında bir medeniyetin temsilcisi olarak yerimizi almak tek çıkar yol.

Büyük olmanın yolu büyük düşünmekten geçer."
Aslinda Misirlilarin Turkiye'yi yakindan takip ettiklerini ben buradaki gazetelerin bilmece sorularindan da anlamistim. Oyle sorular soruyorlar ki sasiriyordum, ne alaka? diye. Genel Kurmay baskanimizin adindan tutun da, Cumhurbaskaninin esinin ismine, sehirlerimize, artistlerimize kadar bilumum sorular devamli yer aliyor bilmecelerde.

7 yorum:

akçahan dedi ki...

Sevgiciğim uzun zaman oldu sayfamı da güncelleyememiştim dostlara da uğrayamadım. Bir bayram ziyareti için acele evden çıkmam lazım. Bayramını kutluyorum yazını daha sonra okuyacağım inşallah. Sevgiler..

Adsız dedi ki...

bir kopukluktur gidiyor. bir zamanlar "mısıra kadar gidip gelecem" sohbetleri olurmuş bizim memlekette. tabiki osmanlı zamanı abdülhamit sağ. memlekette mısır hidividisi abbas paşanın çiftliği bile var. payitahta gidip molayı fethiyede verdiğinden olsa gerek oda takılmış kalmış buraya. yabancılaşmamıdır nedir Allah sonunu hayra erdirsin..

Aymen dedi ki...

Diğer müslüman ülkelerin bir çoğu gibi mısır'lılarında Türklere karşı sempatisi benide şaşırtmıştı. Benzer örneklerden bir taneside Pakistan. Tabiki bu Osmanlı döneminden kalan bir imaj olsa gerek aksi halde şimdilerde Turistik ziyaretlerden çokta öte gidildiği pek söylenemez.

nurla dedi ki...

not: Teşekkürler yorum ve ziyaretiniz için hele hele kızım için söyledikleinizi çok sagol...bundan sonra daha sık sık ziyaret ederim bende beklerim sık sık biz severiz misafiri :)


2007 yılı acılarımızla, sevinçlerimizle geride kalacak. 2008 daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk getirsin. Yaşamında güzel yıllar, mutlu yarınlar, gerçek dostluklar hep seninle olsun. Yeni yılın sana ve tüm sevdiklerine sağlık, mutluluk, neşe, başarı, bolca para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim. Mutlu Yıllar
WWW.BLOGCU.COM/NURLAYEMEK

tülay erman dedi ki...

Huzur ve sağlık dolu yeni bir yıl diliyorum..
TüTü

hayat dedi ki...

Sevgi'ciğim, yeni yılınızı kutluyor ve sağlıkla mutlulukla geçecek güzel bir yıl diliyorum.
Sevgiler...

HizmetNimettir dedi ki...

Herkeze selamlar. Ben Bir Mısır daha doğrusu Kahire Aşığıyım. Tuhaf gelecektir belki ama hiç gitmedim. Araştırmalarım sayesinde bu hayranlığım oluştu.Burayıda araştırırken buldum ve yazıların tamamını okudum hayranlığım iki kat arttı. Türkiyede devlet memuruyum. Ama Mısırda bir iş bulsam inanın hiç düşünmeden giderim. Sevgi hanım Sizden Ricam Mısır'a yerleşmek ve yaşamak için ne yapabilirim bu konuda beni bilgilendirir iseniz çok minnettar olurum. Sevgilerle.